Kripto tokenlar arasında yükselen değer olan utility tokenlar ( fayda amaçlı tokenlar) merkezsiz dünyanın geleceği olarak görülüyor.
Bu yazı MIT Tech Review yazarı Mike Orcutt’a aittir
Kaos içerisindeki düzen: Tüm kripto tokenlar blockchain ağ üzerindeki kriptografik defter üzerine işlenmiş olabilir, yine de bu onların eşit olarak yaratıldığı anlamına gelmez. ICO’lar için cennet görevi gören İsviçre bu dijital paraları üç tür olarak ele alıyor.
Bitcoin gibi tamamen dijital ödeme sistemi olarak tasarlanan kriptolar ilk sepete ekleniyor ve ödeme tokenları olarak sınıflandırılıyor. İkinci sepette ise varlık değeri gösteren geleneksel “security tokenları” yer alıyor, bunlar hisse senedi ve tahvil gibi işlem görüyorlar. Son sepette ise utility tokenlar bulunuyor ve bu kriptolar belli bir ekosistemde kullanılmak için yaratılıyorlar, ekosistemi geliştirmeye yönelik katkıda bulunuyorlar.
Ekosisteme katkı: Utility tokenları yaratıldıkları ekosisteme katkıda bulunan dijital para birimleri olarak düşünmekte fayda var. Bu tokenlar belli bir servisi sağlamak ve özel bir hizmete ulaşmak için kullanıcıya erişim sağlayıp, o ekosisteme katkıda bulunduğu için aynı zamanda kullanıcıyı da ödüllendiriyorlar.
Gerçek Hayat Örnekleri:
- Data depolanması: Siacoin, Storj ve Filecoin gibi kriptolar merkezi olmayan bulut depolama sistemleri olarak Dropbox ve Amazon gibi servislere rakip olmayı hedefliyorlar. Bu servis ağında tokenlar ağa katkıda bulunmak isteyenler için cezbedici bir ödül olarak görev görürken aynı zamanda bir ödeme yöntemi olarak da kullanılıyorlar.
- Kripto para borsaları: Airswap ve 0x (diğer opsiyonlar ile birlikte) blockchain ağı üzerinde eşler arası takas edilmesini olanaklı kılıyorlar. Airswap ile kullanıcılar tokenları ticarete başlamak istediklerini belirtmek için kullanıyorlar. 0x’de ise, tokenlar yeni katman adı verilen üçüncü parti servislerin kullanılmasında kullanılarak takas partnerleri arasında bağlantının kurulmasında işlev görüyorlar.
Ve büyük soru…
Utility tokenlar aynı zamanda security token mı? Neden diyebilirsiniz, şöyle açıklayalım; security (değer) tokenları pek çok sert düzenlemelere tabi tutulurken utility (fayda sağlamaya yönelik) tokenlar için aynı kurallar şimdilik geçerli değiller.
İsviçre için bu sorunun cevabı hayır, en azından bu tokenların esas amacı herhangi bir dijital uygulama veya hizmete erişim sağlamak olduğu sürece.
Eğer ABD’de benzer bir prosedürü seçmiş olsaydı tokenlarını “utility” yapmak için büyük çaba sarf eden – ICO döneminde 257 milyon dolar toplayan Filecoin de dahil – pek çok proje ICO süreci için farklı yöntemleri deneyebilirdi. Ne var ki SEC yöneticileri bu konuya pek de olumlu yaklaşmıyor. Hatta SEC üyesi Jay Clayton tartışmaya başka bir boyut katıyor ve şu sözleri sarf ediyor: “Ben bütün ICO’ların security token olduğuna inanıyorum.”. Clayton’un bu sözleri söylemesinde en büyük etken ise utility tokenların da aslında kar amacı gütmesi ve sadece ekosistem yaratmak için oluşturulmuyor olmaları.
Ne olursa olsun, bu tartışmanın önümüzdeki dönemde gitgide büyüyeceğini söylemek sanırım yanlış olmaz, ne de olsa ICO yatırımları katlanarak büyürken, ekosistemin düzenlenmesine yönelik pek çok yeni kanun da önümüzdeki dönemde bizi bekliyor olacak.
Yorumlar kapalı.