Uzay endüstrisinde son yıllarda benzeri görülmemiş bir yükseliş yaşıyor. Uzaya turist ve kargo taşıyan özel şirket sayısı gün geçtikçe artıyor. Hatta Ay ve yakın asteroitlerde madencilik yapmak isteyen girişimler çalışmalarına başladı bile. Uzmanlar 2040 yılında uzay pazarının 1 trilyon doları aşacağını belirtiyor.
Tabi bu akıma kripto sektöründe çalışan şirketler de kayıtsız kalmıyor. Özellikle blokzincir teknolojisini geliştirmek ve uzayda kripto güvenliğini sağlamak şirketlerin başlıca amacı. Hatta kripto cüzdanları uzaya taşınmaya başlandı bile. Bunun yanında uzayda Bitcoin madenciliği için bile kuruluşlar adımlar atmakta.
Uzay, kripto sektörünü de cezbediyor. Hatta şirketler bazı uzayla ilgili çalışmalara finansmanını sağlamaya bile başladılar. Örneğin Geometric Energy Corporation tarafından planlanan DOGE-1 misyonu Ay’a 40 kilogramlık bir uydu fırlatılmasını içeriyor. Dogecoin tarafından finanse edilecek bu araç Ay yüzeyinde taramalar yapacak. Bir başka örnek ise kripto milyarderleri Winklewoss kardeşler, uzay yayıncılığı yapan bir medya kuruluşu olan Payload için 650 bin dolarlık bir yatırım turu düzenledi.
Uzay kripto için en güvenli yer!
Peki kripto dünyası neden uzaya ilgi göstermeye başladı? Bunun başlıca sebeplerinden biri güvenlik. Blokzincir eşsiz bir güvenlik sağlıyor. Bilgiler blokzincir üzerinde rastgele olarak tüm ağa dağıtılır. Bu yüzden hackerlar bir bilgiyi ele geçirmek için bir bilgisayar yerine ağın tümüne saldırmak zorunda. Bitcoin blokzincirinin şu ana kadar kırılamadığını da hatırlatalım. Ancak teknoloji gelişiyor. Kötü niyetli kişiler blokzincir ve Web3 tabanlı teknolojilere saldırı düzenlemek için yeni yöntemler geliştirebilir. Firmalar bunun önlemini şimdiden almak istiyor. Bunun için uzayı kullanıyorlar.
Kripto girişimi Cryptosat, kripto varlıklarını uzayda güvence altına almak için tasarlanmış bir “uzay cüzdanı” üzerinde çalışıyor. Blockstream, SpaceChain ve Filecoin gibi diğer bazı firmaların da blok zincirlerini uzay teknolojisiyle entegre etme veya merkezi olmayan defterleri güvence altına almak için adımlar atıyor.
Cryptosat, geçtiğimiz aylarda uzaya kahve kupası büyüklüğünde iki mikro uydu gönderdi. Küçük bilgisayarlarla donatılan her iki uydunun amacı müşterilerin kripto varlıklarını uzayda koruma altına almak. Şirketin kurucularından Yan Michalevsky, “Uyduların fiziksel olarak erişilemediği gerçeği göz önüne alındığında, bu özellikle blokzincir ve Web3 alanında önem kazanan çok karmaşık saldırılara karşı koruma sağlayabilir” diyor.
Benzer çalışmalar yürüten Spacechain şirketinin ise uzayda her biri 100 gram ağırlığında 7 uydusu var. Şirketinin CEO’su Cliff Beek ise saatte 276 bin kilometre hızla dünyanın etrafında dönen uydulara saldırı düzenlemenin oldukça zor olacağını belirtti. Ayrıca Adam Back tarafından kurulan, Bitcoin odaklı bir şirket olan Blockstream var.
Güvenliğin yanında finansal veri aktarımını kolaylaştırmak için de kripto şirketleri uydulara yatırım yapıyor. Bitcoin madenciliği faaliyetleri için ocak ayında 125 milyon dolar toplayan Blockstream, Bitcoin’in blok zincir verilerini dünya çapında daha hızlı yaymak için dört uydu kiralıyor. Amaç ise internetin pahalı olduğu ülkelerde Bitcoin işlemlerini hızlı ve güvenli bir şekilde uydu üzerinden gerçekleştirmek. Şirketin kurucusu Adam Back, bir bilgisayar ile uyduya bağlanabilen herkesin dünyanın her yerinde kripto işlemleri yapabileceğini söylüyor.
Blokzincir ile daha güvenli veri akışı
Uydulara yatırım yapan bir diğer şirket ise Filecoin. Savunma Sanayi şirketi Lockheed Martin ile ortak çalışan Filecoin, veri aktarımının daha güvenli sağlanabilmesi için blokzincir teknolojisini uydulara entegre etmek istiyor. Bu amaçla Lockheed Martin, uzayda blokzincir kullanmanın fizibilitesini test etmek amacıyla ‘Gezegenler Arası Dosya Sistemi’ (IPFS) adı verdikleri bir teknolojiyi uzayda denemeye başlayacak. Sistem, Lockheed’in uzaya göndereceği araçlarda denenecek. Bu teknoloji ile blokzincirin yapısı sayesinde uydu haberleşmesi çok daha hızlı ve güvenli yapılabilecek.
Bitcoin madenciliği…
Bunların yanında uzayda Bitcoin madenciliği yapmak isteyen girişimler de var. Örneğin 2018 yılında İsveçli bir firma Miner One, yerden 30 kilometre yükseklikte Bitcoin madenciliği yaptı. Şirket bir balon yardımıyla Stratosfer’e bir kapsül çıkardı. Kapsülde Raspberry Pi 3 ana kart, devreler, kamera ve telefon gibi ekipmanlar vardı. Firma 2 saat boyunca Bitcoin madenciliği yaptı. Uzayda Bitcoin madenciliğine dikkat çekmenin amaçlandığı girişim şirketlere de fikir verdi.
Uzmanlar madencilik istasyonlarının uzaya gönderilebileceğini ve güneş enerjisi yardımıyla kripto madenciliği yapılabileceğini söylüyor. Böylece elektirik kullanımının da önüne geçilmiş olacak. Keza dünya üzerindeki kripto madenciliği, İsveç’in bir yıllık elektirik ihtiyacı kadar enerji harcıyor. Bunun yanında uzay ortamı soğuk olduğundan, madencilik yapan cihazları soğutmak için enerji de harcanmayacak.
Kaynaklar: Fortune, Coindesk, Inverse, The Defiant
